Kozmik Bakım: LUXY BİO ORGANİK LAVANTA ÜRÜNLERİ

Bu başlangıcı yaparken kullandığım marka kolay ulaşılabilir ve ekonomikti. Aktar raflarındaki diğer yağlar yerine onu seçmemin nedeni ise gerçekten ihtiyaçlarıma cevap veriyor olmasıydı. Son alışverişimin ertesi günü uyandığımda bir terslik olduğunu fark ettim. -Geceleri yastığıma lavanta yağı damlatırım ben; gevşer, günün stresinden ve yorgunluğundan arınır, huzurla uyurum.- Yastığımda ağır bir koku ve yağ lekeleri… Oysa sabaha kadar hem kendisi hem kokusu uçmalıydı. Takip eden günlerde baş ağrıma kullandım, nafile… Ürünü götürüp değiştirdim aynı marka ile. Sonuç yine aynı..

Anladım ki içeriğiyle oynanmış. Aylarca yasını tuttum :)

Malum aktardan aldığımız klasik yağlar saf yağlar değil, fiyatları da bunu açık açık söylüyor zaten. Yine de, en azından baz olarak zeytinyağı kullanılıyor deyip avunuyorduk. Meğer firma bunu bile çok görüp, sadece daha fazla kazanmak adına, baz olarak piyasadaki en ucuz yağı, pamuk yağını kullanmaya başlamış. Yastığımdaki ağır ve kötü kokunun da yayılmış yağ lekelerinin de nedeni buymuş.

O gün bu gündür yağ markası arayışım devam eder. Bunu ekonomik olanlar için söylüyorum çünkü ben lavanta yağını neredeyse su gibi saçarım. En son bir markada karar kıldım, kötünün iyisi deyip. Cildime yoğun bir şekilde kullanmasam da koku bakımından beni doyuruyor, acil durumlarda da kurtarıcım oluyor.

Bu süreç böyle işlerken geçtiğimiz ay, kadınlar günü ile doğum günüm arasında beni çok mutlu eden bir hediye aldım. Hediyeyi gönderen luxy bio adındaki bu genç firma, sıkıntımı biliyormuşçasına lavanta suyu, lavanta yağı ve lavanta sabunundan oluşan serisi ile tanıştırdı beni.

Bir süredir kullanıyorum. Cildimde çok belirgin bir sorun olmadığından sonuçları görmek ve emin olmak için bir süre bekledim. Önerildiği gibi her gün kullanmıyorum fakat buna rağmen etkilerini hissettirdi bana. Örneğin gözenekleri küçültüp sıkılaştırdığını fark ettim. Cildime dokunduğumda hoşuma giden farklı, yumuşak bir his de…

Biraz tereddüt etsem de göz çevremin sınırlarını zorluyorum kullanırken. -Kendi üzerimde daha cesur davranabiliyorum bu konularda :)-

Temiz cildime lavanta suyunu uyguluyorum önce. Lavanta suyunun cildi temizleme özelliği zaten var ama ben bu şekilde daha iyi hissediyorum. Temiz bir cilt-iki kat etki formülü :) Ardından yeteri miktarda lavanta yağını yüzüme ve boynuma uyguluyorum. Doğru miktarı ayarlamak çok önemli. Karma bir cildim olmasına rağmen rahatlıkla kullanabiliyorum yağı.

Serideki lavanta suyunun kokusu biraz ağır; fakat bu çok normal. Gül suyu kullandıysanız bilirsiniz, diğer ürünlerinin aksine ağırdır hani kokusu. Bu kokuyu tanıyorsanız, size de normal gelecektir. Aslında bütün bitki suları için geçerlidir bu.

Yağına gelince, saf lavanta yağı değil. İçerisinde jojoba, kuşburnu, kayısı çekirdeği, aynı sefa çiçeği ve zeytin yağları da bulunuyor. İstediğim o saf lavanta kokusundan uzak olsa da bu özelliğiyle; bu bitkilerin cilt üzerindeki önemli etkilerini göz ardı edemediğimden severek kullanıyorum.

Sabununu kullanmadım, odamdaki kokusunu seviyorum :)

Yazımın başında bahsettiğim deneyimden sonra; yaşamına organik tarlalarda başlayan lavantanın üretim şamasında da aynı doğallığa sahip olması beni cildimde de güvenle kullanmaya ikna etti. “Luxy Bio ürünleri içeriğinde, "petrolden elde edilen hammaddeler, silikonlar, yapay esanslar, kimyasallar, koruyucular ya da hayvanlardan elde edilen maddelere" yer yoktur.” İfadeleri de ikna olmama yardımcı olan diğer etkenler.

Ben sizlere kendimde gözlemlediğim etkilerinden bahsettim fakat ürünlerin etkileri ve kullanım amaçları bu kadarla sınırlı değil elbette. Söz konusu lavanta olunca bu mümkün değil zaten :) Diğer etkilerini dilerseniz www.luxybio.com adresinde inceleyin. Hem üretim aşaması ile ilgili bilgilere ve diğer ürünleri olan gül serisine de göz atmak isteyebilirsiniz.

Farkına varmadan yine uzun uzun yazmışım. Başlarken aksine karar vermiştim aslında ve gerçekten gayret gösterdim de :) Konu lavanta olunca…